15 Şubat 2009 Pazar

VAA MI BAŞKA

KONYA SELÇUK ÜNİVERSİTESİNİN YAPMIŞ OLDUĞU ARAŞTIRMANIN SONUCU.

BU ARAŞTIRMAYI YAPAN DEĞERLİ HOCALARIMIZA ÇOK TEŞEKKÜR EDERİZ.

KAYNAK: Food Chemistry


Bu çalışmada, üç grup bal [doğal bal; sakkaroz şurubu beslenmesi ile üretilmiş bal (SSH); ve sakkaroz şurubu balının ısı-asit faktörleri (88 C, 2 h; 0.1 % HCI) ile işlemden geçirilmiş sakkaroz şurup balı(ISSH)] üretilmiş ve bu balların fizyokimyasal, mikrobiyolojik, sensory(duyusal) özellikleri (su oranı, pH, serbest asidite, kül, HMF, diastaz akitivitsei, sükroz, protein ve viskozite) belirlenmiştir.

İlaveten, balların mineral içerikleri ölçülmüştür.

SSH’ nin diğer ballara kıyasla nem ve kül oranı yüksek, asidite seviyesi düşüktü.

Doğal balın mineral içeriği Pb ve Zn haricinde diğerlerine kıyasla yüksekti.

ISSH’ nin diastaz aktivitesi standart limitin altında, HMF içeriği yüksek olmakla birlikte limiti aşmamaktaydı.

İnvert edilmiş (ısı ve asit işlemi) sakkaroz ile beslenen arılar doğal veya SSH’ ye kıyasla daha yüksek HMF içeriği, daha düşük diastaz aktivitesi, nem oranı, ve serbes asidite içeren türde bal üretmişlerdir.


Değerli arıcı arkadaşlarım;

Bundan yaklaşık birbuçuk ay önce bildiğiniz gibi muhteşem hocam invert şurup hakkında bir makale yayınlamıştı.

Ben inverte inanmıyorum invert kullanmam ve kullanmayacağım diyene sonsuz saygımız ve hürmetimiz var.

Ama bu invertin açıklanmasından hoşnut olmayanlar da var bunları hepimiz biliyoruz.

Hatırlayacağınız gibi Muhteşem hoca bu makaleyi yayınladıktan sonra bir yorum gelmiş ve Muhteşem hoca da yorumu manşetten vermişti.

Yorumda Konya selçuk üniversitesinin invert şurup hakkında yapmış olduğu bir araştırmadan bahsediliyor ve o araştırmadan niye haberiniz yok diyordu.

Ve yorumu yapan kişi bildiğiniz gibi kendi sitesinde bu araştırmanın bir bölümünü tercüme ederek yayınladı.

İnvert şurup ile beslenen arıların balının yüksek hmf içerdiğini ve invert şurubun sakıncalı olduğunu söyledi.

Fakat araştırmanın sonucu öyle demiyor.

Şimdi dikkatinizi yukarıda çevirinin kırmızı ile yazılmış ilk cümlesine çekmek istiyorum.

Bu çalışmada, üç grup bal [doğal bal; sakkaroz şurubu beslenmesi ile üretilmiş bal

Şunu demek istiyor arılara şeker şurubu yedirilerek üretilmiş bal yani şeker şurubundan bal yaptırılmış.

Şimdi birde alttaki kırmızı ile yazılmış cümleye bakalım.


ISSH’ nin diastaz aktivitesi standart limitin altında, HMF içeriği yüksek olmakla birlikte limiti aşmamaktaydı.


ISSH dediği invert şeker şurubu) ne diyor hmf limiti aşmamaktaydı diyor yani insan sağlığına zararlı değil diyor.

Yani invert şekerden yaptırılan bal bile izin verilen hmf limitini aşmıyormuş.

Kaldıki biz şekerden zaten bal yaptırmıyoruz yaptırılsa bile araştırmanın sonucu limiti aşmadığını söylüyor.

Konu anlaşılmıştır herhalde.

Bu işi ben biliyorum diyenler işte böyle bizi aldatma yoluna gidiyorlar.

Yapılan bir araştırmanın içinden işine geleni alıp araştırmanın anlamını değiştiriyorlar.

Şimdi bizde çok değerli bir devlet büyüğümüzün şivesi ile soruyoruz;

- Elinizde başka bii araştııma vaamı, vaamı başka bi araştııma ona da bii bakıverelim.

Yarın yaşlı kurdun açıklamaları olacakmış.

Beni ceza yayı önünde düşürdüler frikik kullanacağım diyor.

Bakalım topa nasıl vuracak hep beraber göreceğiz....





13 Şubat 2009 Cuma

AH İNVERT AHHH!!!


Yarabbim sen nelere kadirsin.

Kimlerle uğraşıyoruz gündemden düşüp durumdan faydalanmak isteyenler,blogları ve siteleri okunmayıp ta ilgi çekmek isteyenler, kekçiler, farklı hesaplar içinde olanlar vs. vs. sıralanıp gidiyor.

Ve öğrencilerden feyz alanlar.

Ağzı olan konuşuyor yani…

Hiç kimsenin aklına da yahu bu şahıs ne demek istiyor, bu inverti de nereden çıkardı bi araştırayım diyen yok.

Ben bu konuyu biliyorum işte bu böyle diyenlerde, milleti yanıltmak için yapılan bir araştırmanın sonuçlarını yayınladı. (Konya Selçuk üniversitesinin yaptığı araştırma)

Ama araştırmanın içinden kendi işine gelenleri cımbız ile ayıklayarak (yani sonuç dediği gibi değil) ve kendi yorumunu da ekleyerek sanal arıcılık alemine bir güneş gibi doğdu…

Beni şahısların kendi yorumları hiç ilgilendirmiyor.

Bu araştırmada, üretilen balların insan sağlığına zararlı olduğu sonucuna varılmamış, yani bilgiler çarpıtılıyor.

Bunun doğrusunu yani kazın ayağının öyle olmadığını ispatlayacağım.

Ben bu konuyu bir yılı aşkın süredir araştırıyorum öyle birkaç gün veya ay değil.

Ulaşabildiğim yerli ve yabancı bir sürü kaynağı araştırdım.

Bu araştırmayı bu şekilde yapabilecek babayiğitte az bulunur, çünkü bu tür araştırmalar için boş vakit ve iyi derecede yabancı dil bilmek gerekiyor.

Bunu niye söyledim adını yazmaktan aciz bazı kimseler birilerine sırf yalakalık olsun diye, neye karşı çıktığını bilmeden karşı çıkıyor.

Bir fikrin karşısında olana da sonsuz saygımız var.

Hiç kimseye de kendi fikrimizi empoze etmek gibi bir düşüncemiz yok zaten olamazda.

Biz hiçbir karşılık beklemeden soframızı açtık.

İsteyen alır isteyen de almaz bundan daha doğal bir şey olabilir mi?

Ama durum hakarete ve milleti yanıltmaya varınca iş değişiyor.

Ve şimdi soruyorum?

Elinizde invert şekerin arılara zararlı olduğunu ispatlayan bilimsel bir araştırmanın sonucu varsa orijinal metni bizimle paylaşın.

Bizde görelim, kendin pişir kendin ye usulü olmasın.

Afaki konuşmayın.

Hodri meydan!!!!!!!

Şayet hatalı isem geri adım atmasını da bilirim.

Yukarıda bahsettiğim gibi şahısların ve öğrencilerin fikirleri beni hiç bağlamıyor.

Hiçbir şey bulunamayınca iş geldi sahte balların içindeki hmf miktarına dayandı.

Yoksa abi pantolon uyduramadık gömlek verelim mi diyorsunuz?

Yalnız baştan söyleyeyim bana hazır gömlek uymaz biraz ufak gelir.

Sahte bal ile konunun ne alakası var?

Yani sahte bal üretirken invert ile üretmeyin normal şeker ile mi üretin diyorsunuz?

Bu işe başından beri karşı çıkan, bizi yarım doktor ilan eden, isminin önündeki sıfat ile gurur duyan bu arkadaşımız invert şekere tepki gösterirken aynı tarihte blogunda ki bir fotoğrafta bal eritiyordu.

Dışarıya yaktığı bir ateşin üzerine içi su dolu bir kap koymuş içine de bal tenekesini oturtmuş maalesef o çok karşı çıktığı HMF yi ürettiğinin farkında bile değil.

Çünkü konuya vakıf değil bu işler adının önüne birkaç sıfat eklemekle olmuyor.

Hocam bana şekeri kaynatma dedi diyor.

O zaman kesin balı kaynat demiştir.

Şimdi merak ettim işte o şekilde erittiği HMF li balları kimlere satıyor? Arılarına da veriyor mu?

Sonuçta muhakkak birilerine veriyor değimli?

Bu arkadaşımızı örnek alanlar bir zahmet bu soruyu sorsunlar.

Konuyu tam bilmeyenler için bir açıklama yapalım;

Kristalize olmuş ballar yani donmuş ballar 45 dereceden daha fazla ısıtılamaz.

Çünkü balda bir tür invert şekerdir bal 45 dereceden daha fazla ısıtılırsa balda HMF oluşur ve balın içindeki insana faydalı olan enzimler ısıdan dolayı yok olur.

Yani zehir olur.

Aynen bu arkadaşımızın yaptığı gibi çünkü balın ısısı doğal olarak 90 küsür derecelere çıkıyor.

Gelelim normal şekere yani sukroz ,sakaroz veya çay şekeri hepsi aynı şey.

Canlı organizmalar bu şekeri bu hali ilekullanamıyor, enerjiye çeviremiyor.

Yani çay şekerini kendi bünyesinde bir takım enzimler üreterek parçalıyor.

Glikoz ve fruktoz a çeviriyor.

Diğer bir deyiş ile invert ediyor.

Fakat bu işlemi yaparken arı yıpranıyor yani çabuk yaşlanıyor.

Bizim yaptığımız da arının yıpranmasının önüne geçmek için şekeri arıya vermeden önce ısıtarak ve asit yardımı ile şekeri parçalamak yani invert etmek.

Akla hemen şu sorunun gelmesi gayet doğal, balı fazla ısıttığımızda hmf oluşuyorda şekerde oluşmuyor mu?

Şekeri 117 dereceden fazla ısıtmadığımız ve yakmadığımız sürece hiç bir sorun yok.

Dediğimiz şekilde invert edilen şekerin arıya hiçbir zararı yok.

Ama invert edilmiş bir şekeri yani şurubu bir daha ısıtamazsınız hmf oluşur.

Tıpkı balı 45 dereceden fazla ısıtamadığımız gibi.

Konu konuyu açıyor bunu yazmakla belli bir kesimde tepki alacağım ama her ne ise.

Arkadaşlar şu anda tatlıcılar ve pastaneler hepsi olmamakla beraber genelde bildiğimiz şekeri kullanmıyor.

Ucuz olduğu için mısır nişastasından üretilen glikoz kullanıyorlar.

Yani bir tür invert şeker.

Bu glikozu çok yüksek ısılarda kullanarak o çok beğendiğimiz tatlıları yapıyorlar.

Demek istediğim bu durum çok büyük tehlike arzediyor .

Tatlılarda yüksek oranda hmf oluşuyor.

Bilenler bilir ;

HMF konusunu 13 ay önce beyaz kovanda, kristalize balı eritmek başlığı adı altında ben açmıştım.

Kristalize olmuş balı nasıl eritiyorsunuz? diye bir soru sormuştum.

Verilen cevap benmari sistemi ile olmuştu.

Ben de klasik olarak uygulanan benmari sisteminin bir işe yaramayacağını ateşin üzerinde kaynayan suyun sıcaklığının kontrol edilemeyerek 90 küsür derecelere çıkacağını ve balın da o derecelere kadar ısınacağını ve aşırı ısınan balda hmf oranının yükseleceğini söylemiştim.

Elektrikli bal eritme cihazının piyasada var olduğunu fakat pahalı olduğu için bir çok kişinin alamayacağını ama benim yöntemim ile bu alete herkesin sahip olabileceğini belirtmiştim.

Ve ardından da kendi yaptığım ELEKTİRİKLİ VE TERMOSTATLI BAL ERİTME CİHAZI nı tanıtmıştım.

Zannedersem hmf konusunda ne kadar hassas olduğum açıktır.

Benim sanal arıcılık ile tanışmam yaklaşık 2006 yılının sonlarında oldu.

Peki şimdi soruyorum ;

Sanal arıcılığın duayenleri, ben arıcılık konusunda her şeyi biliyorum diyenler 2007 yılına kadar neredeydiniz?

Bal tenekesini direkt olarak ateşin üzerine koyarak balını eriten yaptığı işin vehametini anlamayan arkadaşlarımızı niye uyarmadınız?

Hmf konusunda niye arıcıları uyarmadınız?

Madem bu işi biliyorsunuz niye pratik çözümler getirmediniz?

Şimdi bir bardak suda fırtına koparmaya kalkıyorsunuz.

Bütün dünyanın kullandığı bir sistemi dışlıyorsunuz belki de dışlamak zorunda kalıyorsunuz.

Baştan arılar yüksek hfm den ölür dediniz.

Yapılan uygulamalarda ölmediğini görüp şimdi fikir değiştirdiniz arılar ölmez ama balda hmf olur diyorsunuz.

Karar verin artık ne olacağına.

Şimdi soruyorum ben de son kararınız mı?

Hayır efendim hiçbir şey olmaz.

Arıda ölmez bala da bir şey olmaz.

Beni asıl üzen konu bir arıcılık sitesinin forum köşesinde yazılanlar.

Ben siteyi gayet ciddi geyik yapılmayan kimsenin hakkında önyargılı davranılmasına izin verilmeyen bir konumda olduğunu sanmıştım.

Ama maalesef yanılmışım.

Bazı tetiklemeler ve kışkırtmalar ile hadi sen başla arkadan ben destekleyeceğim sinyali ile zoraki de olsa invert konusu orada da açılmış.

Fakat kullanılan üslup kullanıldığı ortama çok uygun olmuş.

Eee ne derler taş yerinde ağırdır.

İlgi çekmek için demek ki bazı tavizler veriliyor, yani üyelerin birilerine hakaret etmesine göz yumuluyor.

Reklamın iyisi kötüsü olmaz geleneği burada da işliyor galiba.

benim hazırlayamayacağım kesin çünkü tarta kremasını bulamıyorum, pastacılıkda kullanıldığından bahsediliyor pasta imalathanelerine sorduğumda biz tüm kremaları kendimiz hazırlıyoruz, tartarda neymiş o dişlerde oluşan tortudur cevabını aldım,

Arkadaşın sayesinde tartarın dişlerde oluşan tortu olduğunu öğrendik.

Biz diş taşı olarak biliyorduk ama yanlış biliyormuşuz.

Tek kelime ile harika bir yorum, site yöneticisini kutluyorum.

Umarım bu arkadaşın yorumu konuyu aydınlatmış hiç bir karanlık nokta kalmamıştır.

Çünkü bayağı bir araştırma yapıp konuya büyük katkı sağlamış.

En azından pastaneye kadar gitmiş olduğunu öğrendik.

Bu yorumun sitenin arşivine büyük katkı sağlayacağına da eminim.

Nasıl olsa artık perdeler kalkm…pardon cepheler kalkmış!!!!

Hücummm…Yunan karşıda.

Aslında Yunan;

Bloglarında verdikleri linklerde oralara da bir baksalar onlarında inverti bu şekilde kullandığını görecekler.

Ve Amerikada.

Ama ne yaparsın işte hani bir laf vardır kör gözüne parmağım diye…..

Artık bizde de bu üretimi yapacak fabrikalar kurulmuştur diye blogda yazmıştım, nedense birileri üretimin şeklinden tutunda fiyatına kadar konuştu, neymiş filan ülkede böyle filan ülkede böyle diye. Elbetteki bizde bir çok ülkeden iyi olmak isteriz ancak şimdilik şartlarımız bu, gelin şartlarımızı iyileştirelim.

Bunu da bir başka üye yazmış fiat konusunu ben eleştirmiş ve pahalı olduğunu söylemiştim şimdi de sözümün arkasındayım.

Evet şartları iyileştirelim bastıralım parayı alalım mamulü söğüşlensekte hiç önemli değil.

Adamlar taş mı yiyecek.

Fakat ne acıdır ki ben blogta bu konuyu açıkladığımda beni tebrik edenlerin başında geliyordu hangi dengeler değişti acaba?

Herhalde birilerini zengin etmemizi istiyor.

Bu sıralar fil hikayeleri meşhur ya bir tanede benden olsun.

Zamanın hükümdarı aksak Timur köyün birine bakımı yapılsın diye bir fil vermiş.

Fakat köylü fakir file bakacak gücü yok.

Fil tüm köylünün yiyeceğini tek başına yiyor köylü aç kalıyor.

Aradan biraz zaman geçiyor bıçak kemiğe dayanıyor açlık bu hiçbir şeye benzemiyor.

Ama Timur dan da korkuyorlar kimse sesini çıkaramıyor.

Çünkü Timur un astığı astık kestiği kestik.

Sonunda bir hal çaresi buluyorlar.

Nasrettin hocaya aman hocam canım hocam bu dertten bizi kurtarırsan ancak sen kurtarırsın diye dert yanıyorlar.

Hoca baştan pek yanaşmamakla beraber köylünün haline acıyor ve Timur ile konuşmaya razı oluyor.

Yalnız bir şartım var diyor ben Timur un huzuruna çıkacağım ama tüm köylü benimle gelecek .

Zavallı köylü ne yapsın kabul ediyor.

Hoca önde köylü ardında yola çıkıyorlar.

Saraya geliyorlar hoca nöbetçiye huzura çıkacağını söylüyor.

Nöbetçi Timur a iletiyor Timur gelsinler diyor.

Hoca Bismillah çekiyor içeriye dalıyor.

El etek öptükten sonra padişahım diyor; bu cefakar köylü varya, arkasına bir bakıyor ki kimse yok köylü hocayı satmış.

Timur un korkusundan hocanın arkasından kimse gitmemiş hocayı huzura yalnız göndermişler.

Hoca bir an duraksıyor, içinden ben şimdi size sorarım diyor, bu cefakar köylü var ya hünkarım diyor verdiğiniz filden çok memnun kalmış bu file bir eş istiyorlar diyor.

Bu hikayeyi niye mi yazdım?

Takke düştü kel göründü

Anlayan anlar herhalde.

9 Şubat 2009 Pazartesi

KOVANLARI VE BALLIKLARI TAŞIMAK İÇİN ARABA

Araba 4 adet ballık veya kovan alabilir kovanları taşır iken yük tekerleğin üzerinde kaldığı için taşıma yorucu olmuyor yükü hiç hissetmiyorsunuz.
Çocuk bisikletinin maşası ile beraber kesilmiş tekerleği kaynak ile gövdeye tutturuluyor.


Tabanın ortasında bir kayıt daha var.


Arabanın gövdesi 40*20 profilden. Tekerlekleri orta boy çocuk bisikletinin tekerleği tekerlekler biraz büyük olunca engebeli arazide çok kolay yürüyor.

Bence böyle bir araba her arıcıya lazım ballıklar boş ta olsa elle taşımak zor oluyor.