Yapımı oldukça basit,lamba açmaya falan gerek yok.
2.5 cm kalınlığındaki tahtalardan kolayca yapılıyor.
Kışın kovan içi nemi önlüyor,yazın da kovanın havalanmasını sağladığı için koloninin oğula gitmesini büyük ölçüde engelliyor.
Ve tabiki varroya karşı kullanılıyor.
Koloni normal çalışırken arının üzerinden düşen varroa bir daha arıya tırmanamıyor.
Yani yılın her günü ilaçsız, doğal olarak varroa mücadelesi yapılmış oluyor.
Bu konuyu ciddi olarak gözden geçirmeliyiz galiba.

Çekmece arka taraftan ayrılıyor.

Önden görünüş; istenirse girişteki parça çıkarılıyor.

Önden görünüş; giriş daraltılmış halde.

Arkadan görünüş.

Alttan görünüş.

Alttan görünüş;çekmece çıkmış hali.

Çekmecenin çalıştığı oluk.

Çekmecenin çalıştığı oluk iki parça tahtadan elde ediliyor.

Yandan görünüş.

Kuluçkalığın altında 6 cm lik bir boşluk oluşuyor.

Dikkatli bakılırsa farklı ölçülerde kesilmiş tahtalardan meydana geldiği anlaşılıyor.

Toplam 11 cm yükseklik oluşturuyor.

Neden formik asit kullanmalıyız?
Formik asit balda ve balmumunda kalıntı yapmıyor.
Varroa organik asitlere direnç gösteremiyor. ( formik ve oksalik asit)
Formik asit kapalı yavru gözlerine de etki ediyor.
Ve çok ucuz, varroa mücadelesinde kullanılan en ucuz madde.
Varroa mücadelesinde kullanılan amitraz içerikli ilaçlar balda ve balmumunda kalıntı yapıyor, yani kansorejen madde.
Bitkisel yağlarıda çok dikkatli kullanmak gerekiyor çünkü yağma tehlikesi var.
Avrupada yıllardır kullanılan formik asidi, doğru formülü vererek kullanmayı biz arıcılara nedense öğretemediler.
Öğreteceklerini de zannetmiyorum.
Formik asit 30 derece sıcaklığın üzerinde kullanılamıyor, şayet asit çabucak buharlaşırsa, koloninin anarıyı kesme ve koloninin kovanı terk etme riski var.
Avrupa genelde bizim kadar sıcak olmadığı için onlarda pek problem teşkil etmiyor.
Okuduğumuz arıcılık kitaplarında %85 lik formik asidi %65 e düşürüp 35-40 ml vermemizi tavsiye ediyorlar.
Asidi bu şekilde verdiğimizde sıcaklığı kontrol edemediğimiz için çok büyük sakıncalar doğuyor.
Asidi her hangi bir maddeye emdirip poşete koyduğumuzda da gerektiği kadar asidin buharlaştığından emin olamıyoruz dolayısı ile büyük ihtimal faydalı olmayabilir.
Geçen yıl bazı arkadaşlarımız formik asidin jel versiyonunu kullandılar.
Hem kendilerini hem de başkalarını yanılttılar.
Hiç kimse de yanlış yapıyorsunuz demedi.
1 şişe ilaç ile 2oo-300 çerçeve ilaçladılar.
Yok böyle bir şey...
Tek katlı, standart ölçülerdeki bir kovandaki çerçeve sayısına bakılmaksızın bir kovanda günlük %85lik-8ml formik asit buharlaştırılmalıdır.( ruşet kovan değil)
Buharlaşan asit miktarı 8ml den az olursa varroa mücadelesi tam olarak yapılmış olmaz.
Birde hesabı bu şekilde yapın bakalım kaç kovan ilaçlanacak.
Oyuna gelmeyelim, akıllı olalım!
Ben formik asidi şu şekilde kullandım;
%85 Formundaki, formik asit, tek katlı standart bir kovanda günlük olarak 8 ml den fazla buharlaşmamalıdır.Şayet 8 ml den fazla buharlaşırsa 11 ml yi geçerse anaarı kayıbı ve koloninin kovanı terk etme riski vardır.Ben bu riskleri bertaraf etmek için akşam saatlerine yakın yani ikindiden sonra tek katlı standart bir kovanın çerçeve üstüne koyduğum, 3-4 kat yaptığım kağıt havlunun üzerine %85 lik formik asidi 8 ml olarak verdim.
Kağıt havlu kalın olmalı ki asit arıların üzerine damlamasın.
Akşam saatlerine yakın verdiğim asit, sıcaklık daha fazla yükselmeyeceği için yavaş, yavaş buharlaşacak, buharlaşması 8-10 saati bulacaktır.
Ve yukarıda saydığımız risklerin hiç biri gerçekleşmeyecektir.
Asidi verirken kovan girişinin tamamen açık olduğundan emin olmalıyız.Ben asit uygulamasını dört defa %85 lik formik asit ile 8 ml olarak yaptım.Yani toplamda bir koloniye 32 ml asit verdim.Asidi verirken;1. Gün sıcaklık 30 derece idi2. Gün sıcaklık 29 derece idi3. Gün sıcaklık 27 derece idi4. Gün sıcaklık 26 derece idiAsitler ile çalışırken kesinlikle gözlük ve eldiven kullanmalıyız ve yanımızda su bulundurmalıyız.
Enjektör ile kağıt havlunun üzerine, arıların üzerine damlatmadan %85lik formik asidi 8 ml verdim.

5. Gün çekmeceyi kontrol ettim.

Varroa yok denecek kadar az idi.

Dökülen varroalar çok az idi.

10 taneden fazla değil idi.
Bu yaz boyunca arıların üzerinde hiç varroa görmedim, varroa hasarlı arı da görmedim.
Geçen yıl eylül ayında 4 defa, aralık ayında 1 defa amitraz içerikli ilaç ile mücadele yaptım.

Ve asitten sonra anaarı kontrolu yaptım.

Tesadüf anaarıyı yumurtlarken buldum!!
4 gün boyunca yumurtayı kesmemiş ve hiç bir olumsuzluk yok.
Bundan sonra kendi payıma organik asitlere devam diyorum.

Bu yıl baldan sonra teşvik beslemesi yapmaya gerek kalmadı arılığın civarı hep bu yabani hardal ile dolu.
Bal ve polen veriyor.

Erzincan'lı Vecdi abi, sağ olsun bana bir karakovan gönderdi.

Kısmet olursa baharda bir oğul koyarım.
Kendisine çok teşekkür ederim.
