4 Aralık 2011 Pazar

Bahçe Kazma Aleti


Uzun bir aradan sonra merhaba değerli arıcı arkadaşlarım...

Geçen zaman zarfında yani yapmış olduğum son paylaşımdan bu yana nedense hiç yazasım gelmedi.

Aslında pc. nin başında da çok oturamadım, oğlanlardan bana vakit kalmıyor sağ olsunlar.

Çok seyrek oturabildiğim akşamlar msn. de , blogumu takip eden arkadaşlardan hep sitem işittim niye yazmıyorsun? diye...

Yaşım 51 i geçti 52 ye merdiven dayadık...

1990 yılında elime tesadüfen bir kitap geçmişti, hatırlıyorunda...

Değerli üstad, Nizamettin Kayral beyin "teknik arıcılık" kitabı, 600 küsur sayfa olan kitabı baş ucuma koymuş, akşamları işten geldiğimde defalarca okumuştum!...

Kitabı kaç defa okuduğumu bilmiyorum, aklımda kaldığı kadarı ile 1950 li yıllarda yazmış kitabı üstad.

Kitap ile tanıştığım o güne kadar ne bal arısını bilirdim ne de kovanı, haa belki sarıca arı ile bal arısını ayırdedebilirdim, ama hepsi o kadar...

Üstad kitabı öyle bir üslup ile yazmış ki; okumaya başladığınızda kitabı bırakmak ne mümkün!...

Kim bilir? belkide sadece beni o şekilde etkilemiş olabilir.

Satır, satır ezberlemiştim hangi sayfada hangi konu var hep hatırımda idi, üzerinden onca yıl geçmesine rağmen kitabın çoğu hatırımda.

Kitabı okurken almış olduğum o; lezzeti ve tadı hiç unutamıyorum.

Kitabı o yıllarda yazmış olmasına rağmen, herhalde üzerinden 60 yıla yakın bir zaman geçmiş içindeki bilgilerin tamamına yakını hep doğru bilgiler.

Üstad; arıcılık konusunda öyle bir araştırma yapmış ki o kadar olur!...

Araştırma derken dünya arıcılığını kastediyorum, o yıllarda bu bilgilere doğru olarak ulaşıp öğrendiğini hiç kıskanmadanda kaleme almak ve arıcıların hizmetine sunmak herkesin harcı değil...

Bu işe meraklanıp kitapta verilen çizimlere göre ilk kovanımı yani langstroth kovanımı yapıp arıcılığa başlamıştım aynı yıl...

Ondan sonra yine kitapta tarifi verilen "iki kraliçeli yatık kovan" ı yapmıştım.

O kitap sayesinde, arının, kovanın ne olduğunu bilmeden arıcılığa başladım.

Hiç bir arıcının yanına, bu iş nasıl yapılıyor diye gitmedim, bilakis onlar bana gelmişlerdi.

Bence kitap bu günde geçerliliğini koruyor ve hiç bilmeyen birini kesinlikle arıcı yapar!...

Ellerin dert görmesin üstad, Allah senden razı olsun, inşallah bir gün seni tanıma fırsatı bulurum.

Ondan sonra arıcılık konusunda bir çok kitap okudum fakat o lezzeti ve tadı bulamadım.

Arıcı olmayan, arıcılık yapmayan birinin kitap yazması veya yabancı dilden çeviri yapıp bu çevirileri kitabına alması bence hiç doğru değil çok hata yapılıyor.

Okuduğum kitapların bir çoğunda bunu farkettim, yazarın adının önünde ne ünvan olursa olsun piyasadaki kitapların bir çoğu ticari kaygı ile yazılmış ve bir çoğu da hatalı bence...

Konu nerden nereye geldi yaş 51 dedik, insan yaşlandıkça duygusallaşıyormu acaba, yada ben mi öyleyim?

2006 yılında bilgisayar ile tanıştım nerden açılıp kapandığını bilmezdim...

Bir gün tasadüf ya işte Google amcaya arıcılığı sorduk, iyiki de sormuşuz önümüzde bir pencere açıldı ki ne açılma ama...

Blogları bulduk bir sürü dostlar edindik, tabiki bir o kadarda "düşman" neyi paylaşamıyorsak anlamadım gitti...

Büyük oğlum Aykut sayesinde elimden geldiği kadar dünya arıcılığını takip etmeye çalıştım ve halen de takip ediyorum.

Diyelim ki bir İngiliz veya Amerikalı veya başka bir ülkeden arıcı olsun, adam bildiğini nette yazmış.

Mesela, koloni yönetimi veya oğul önleme çalışması veya besleme konusu işte her ne ise oğlan tercüme ediyor ben not alıyorum anlamadığımız bir şey oluyor veye eksik yazılmış adama mail atıyoruz anında cevaplıyor, işte burası böyle, böyle olacak diyor, ve ekliyor anlamadığınız bir yer olursa sormaktan çekinmeyin diye!...

Adamlarda öyle bilgiler varki...

Biz o seviyeye gelene kadar kaç yıl geçer bilmiyorum.

Biraz öz eleştiri yapacak olursak; orada orta ölçekte arıcılık yapan bir arıcının eline, bizim burada kitap yazıpta adının önünde kalabalık sıfatlar olan abilerimizin bir çoğu su bile dökemez.

Öğrendiklerimi kendime saklamak hiç huyum değildir, doğru bildiğim bir şeyi muhakkak paylaşırım hiç te art niyet gütmem, işte şundan para kazanayım bunu kendime saklayayım gibi bir kaygım olmadı, Allaha şükür...

Ama; hani rahmetli Kemal Sunal'ın bir filmi vardı adını hatırlayamıyorum şimdi Ağanın b....nun üstüne b... olmuyordu ya, zaman, zaman bu işte ona dönüyor...

Mesela bir kaç yıl önce "invert" dedik ya başımıza gelmeyen kalmadı.

Bu konuda tek sevindiğim nokta vatan haini ilan edilmedik ya, şükür...

Bazen kendime diyorum; ulan be kafasız herif... sanamı kaldı bunları açıklamak, bırak ta adının önünde sıfatı çok olana abilerin açıklasın.

Kimsin sen?

Gariban bir arıcı... sanamı kalmıştı?

Elin gavuru kullanırsa kullansın, onlar bizden çok mu biliyor sanki?

Her ne ise...

Geçtiğimiz yıl nette gezerken gözüme bu alet çarptı ben de kafama göre biraz değiştirip (kendimce) daha kullanışlı hale getirdim "kim görmezse"

Yine elin "gavurunun" aklına uyduk ya, bizim milli bahçe kazıcımız "bel küreği" ne, ne oldu diye başımıza taş yağmaz inşallah yine.

Paylaşımlarımız hep arıcılık üzerine olmayacak ya, birazda bahçe üzerine olsun.

Aslında bu aleti geçtiğimiz yıl paylaşacaktım fakat aklımdan çıkmış, unutmuşum.

Bu gün bloglara bir bakayım dedim, abooo ne göreyim garibanın biri iki büklüm olmuş bahçe kazacağım diye yerleri tırmalıyor.

Benim de aklıma geldi işte, paylaşayım dedim belki birilerinin işine yarar, yaramazsada bu vesile ile birşeyler karalamış oluruz...



Alet 3/4" su borusu ve 12 lik yuvarlak demirden yapıldı.



Yaklaşık 3 bel küreğinin kazdığı yer kadar kazıyor bir defada.
Aşağıdaki videoda ne kadar hızlı ve kullananı yormadan iş yapıldığı görülüyor.



7 yorum:

ARICI ALİ TÜRK VE ARICILIK BİLGİLERİ dedi ki...

Ali abi yazılarını özlemişiz, degişik bir sitilin var.
Bahsettiğin kitabı okumadım, Nizamettin hocayıda görmedim, oğlunu tanıdım göçmen kökenli yanılmıyorsam, nerde sergi ve fuar varsa oralardan ekmegini çıkarmaya çalışıyor. Sen bunları yazınca bunlar bu kadar yıl bu işin içindeler ve hala bir şeylerle geçinmenin zorluğunu yaşıyorlar diye düşündüm.

İşin okuyucu kısmında ise o kadar okuyan var, helva kısmında o kadar paylaşımcı yok. Paylaşımcılık yapanlara ise deli divane salak gibi isimler takıp mutlu olanlarımız var,Allah mutluluklarını bozmasın.

Gogul amca arıcılıgımıza büyük katkı yapmıştır.

Bloklarda beli bükülen bellemeci benmi oluyorum?
Zaim abi kürek cezası verdi::))
Bu sıralar koşturmaca bitti, bahçe işlerinde acayip rahatlıyorum bahara pas tutmadan çıkmam lazım.
Bel güreginin videosunu bende izlemiştim çok güzel olmuş ellerine sağlık.

Yaş ilerledi duyğusallaştık ayaklarını geç, biz nede olsa kayseriye sınır, kayserili bir abiylede arkadaşız be...

Gezi programı yogun, kalfa bir rahatlasın başlıyoz gezmeye.

Sağlıcakla kal.

yusuf şimşak dedi ki...

SLM...

Ali Abi.

Nerdesin be Ali abi,özlettin kendini.

Özcümle çok güzel bir özetleme yapmışsın.Sen bu işe kitapdan başlamışsın,bende sanaldan.

Paylaşımcı dostlar sayesinde çokşey öğrendim,öğrenmeye de devam ediyor.Fakat bende hala arıcılar arasında tam olarak neyi paylaşamadığımızı anlayabilmiş değilim.

Ben bunlara ufak hesablar yapan ufak arıcılar diyorum.Ne gereği varsa...

Senin alet güzel bir düşünce ürünü ama bize göre değil.Bu alet olsa olsa benim hanımın ilgisini çeker::))

SLM ve Muhabbetle...

muhteşem turunç dedi ki...

Şekerli abim benim alet çok güzel olmuş ellerine sağlık. Senle geçen senelerde msn sohbetlerimiz sırasında bunun filminin linkini atmıştın bana hatırlıyorum. Bende yapacağım 52 yaşından sonra anca bunla bellerim:) bazıları gibi yerlerdemi sürünelim:/)

miriliburak dedi ki...

Selamünaleyküm

Ali abi Rahmetli Nasreddin hocamız demiş ya hani "ben iyilik etmedim ki, o bana ne kötülük etsin" sizin paylaşımlar da o hesap yapılan iyilikler birilerinin tekerine taş koyduğunda böyle oluyor. Ne diyelim hayırlısı olsun.

Bu aleti geçen yıl bende geçen yıl bende internette görmüştüm yaptığı işe diyecek söz yok fakat benim işime yarayacağını düşünmediğim için uğraşmadım çapa makinası her şeyi hallediyor :)

Abim sağlıcakla kal...

ERZİNCANLI ARICI VECDİ dedi ki...

Ali abi,yaz gide ,sanki arıcılıkdan bahsedenleri içerimi atıyorlar.Aklıma geşmişken birşey anlatayım.Salih amca var arıcı.Kasnak çerçeveden bahsediyorum.Bir arıcı bana az gel birşey diyeyim.Dedim sonra söylersin.Yine çagırınca kalktım gittim,ne var,dediki herkese kasnak çerçeveden ne bahsediyorsun,bahsetme senle ben kazanalım.Dedimki 65milyonun balını bizmi üreteceğiz.Sesini kesti.Diyende Salih amcanın köylüsü.İnsanlar küçülünce Ülkemizide küçük görüyorlar.anlayamadım.Aparatın güzel olmuş.Saglıcakla kalın.

İlhami Uyar dedi ki...

Ali bey sağolun,paylaşım güzel olmuş deneyelim görelim icraatı,tekrar hoşgeldiniz,saygılarımla

ALİ ŞEKERLİ dedi ki...

Sayın bakanım! Kim ne derse desin paylaşmaya devam edeceğim, edeceğiz...
Bak şimdi aklıma ne geldi yine hadi söylemede dur:
Bundan bir kaç yıl önce anaarı yetiştirme işini ballandıra, ballandıra (sanki çok büyük bir iş yapılıyormuş gibi) anlatanlar, sen suni döllemeyi başardığında bu vatandaşlardan birisinin "anaarının arkasına iğneyi sokmağa ne olacak" gibi sözler sarfettiği aklıma geldi şimdi...
Yo yaa; diyesi geliyor insanın "varmı senin böyle bir becerin" koca ülkede kaç kişi yapabiliyor...
Ali kardeşim yazımda da dedim ya neyi "paylaşamıyoruz" diye.
Neyse boş ver, biz bildiğimizi paylaşmaya devam edeceğiz!
İsteyen istediğini söylemeye serbesttir, çünkü konuşacak bi şeyleri yok.
Ya seni çekiştirecekler yada beni.

SLM.Yusuf kardeşim:
Buradayım be "şapkamın altında ayakkabılarımın üzerindeyi" bu laf benim değil haa, bizim buralarda böyle derler...
Evet bahsi geçen kitap sebep oldu arıcılığa başlamama.
Değerli "üstada" büyük hayranlığım var.
Allah ondan razı olsun.
Sevgili kardeşim o alet sana yakışmaz be doğru diyorsun sende çapalama falan vardır:-)
Hoşçakal kendine iyi bak.

Muhteşem abim, canım abim!
Bahçeyi sen niye kazacaksın ki...
Ben ustayım diye geçinen o arkadaşı çağır da göstersin ustalığını...
Öğretsin sana abi, ama göstererek:-)

As.Fatih kardeşim!
Fatih kardeşim aslında bizim kimsenin tekerine taş veya çomak sokmak gibi bir düşüncemiz de yokki.
Bu karalama kampanyası, bu işi bilmedikleri ortaya çıkmasın diye kasıtlı yapılıyor.
Kitaptan okuduğunu herkes anlatır ama iş saha çalışmasına geldiğinde bizi buralarda bir deyim vardır "patates"...
Boş ver ne yapacaksın aleti falan bizim gayemiz laf olsun torba dolsun al çapalamayı bak rahatına sen...
İşlerinde kolaylıklar dilerim

Vecdi abi ; çok doğru diyorsun.
Zaten başımıza ne geldi ise bu zihniyet yüzünden gelmedimi?
Neymiş? meslek sırrı imiş, yesinler senin meslek sırrını diyesi geliyor insanın.
Sağlıcakla kal abi.

İlhami abi dene be hemde iki tane yaptır, birini de o garibana ver ki yerlerde sürünmesin.
Saygı bizlerden abi hoşça kal.